top of page

Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Haller

  • Yazarın fotoğrafı: Avukat Vedat Hakan beyaz
    Avukat Vedat Hakan beyaz
  • 25 Tem 2024
  • 4 dakikada okunur

Tescil edilmiş bir markayı kullanma hakkı münhasıran sahibine aittir. Tescil edilmiş bir marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK 29/1’de düzenlenmiştir. Marka sahibi kendisinden izin alınmadan markasına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesini ve bu fiillerden doğan zararların tazmin edilmesini talep edebilir. Tescil edilmemiş marka hakkına tecavüz konusunda ise Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) haksız rekabet hükümleri uygulanır.


Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Haller

Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Haller Nelerdir?

1. Marka Sahibinin İzni Olmaksızın Markayı 7. Maddede Belirtilen Biçimlerde Kullanmak


Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:

  • Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.

  • Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.

  • Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.


SMK 7/3’de aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması halinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabileceği öngörülmüştür:


  • İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.

  • İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.

  • İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.

  • İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.

  • İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.

  • İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.


SMK 7/3-e ÖNEMLİ! Tescilli bir markanın başkası tarafından ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması halinde, marka sahibi bu kullanımları yasaklayabilir. Ancak, ticaret unvanı ve işletme adının tescil tarihi, markanınkinden eski ise, unvan terki talep edilemez.


  • İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. Burada karşılaştırmalı reklam dürüstlük kuralına aykırı olmamalıdır.


Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Haller

2. Marka Sahibinin İzni Olmaksızın Markayı veya Ayırt Edilemeyecek Kadar Benzerini Kullanmak Suretiyle Markayı Taklit Etmek


SMK 29/1-b uyarınca, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, marka hakkına tecavüz sayılır. Bu hükümde yer alan tecavüz hali SMK 7/2 hükmüyle örtüştüğünden burada tekrarı yersizdir. Ayrıca hükmün ifade tarzı da hatalıdır. Zira hükümde geçen "taklit etmek" kavramı ile "markanın aynen veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılması" ifadesi aynı anlama gelmektedir.


3. Marka Hakkına Tecavüz Oluşturan İşareti Taşıyan Ürünleri Ticarette Kullanmak


SMK 29/1-c bendinde, aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkartmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak marka hakkına tecavüz fiili sayılmıştır. Burada amaç satıcı, dağıtıcı gibi üçüncü kişilerin gerekli dikkat ve özeni göstermelerini sağlamak, marka korsanlığının önlenmesine ve ticari hayatta dürüstlüğün yerleşmesine yardımcı olmaktır. Markanın taklit edilmiş olduğunun bilinmesinin gerekli olup olmadığının somut olaya göre belirlenmesi gerekir. Örneğin, yıllardır aynı markanın satışını yapan birinin, ürünleri piyasa fiyatının çok altında alması, markanın taklit olduğunu bildiği anlamına gelir. Söz konusu hüküm anlamında marka hakkına tecavüzden bahsedebilmek için mallar üzerindeki tasarrufun ya da malların ticari bir amaçla elde bulundurulması gerekir.


Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Haller

ÖNEMLİ!

Taklit markayı kişisel ihtiyaç için taşımak, elde bulundurmak, marka hakkına tecavüz değildir.


4. Marka Sahibi Tarafından Lisans Yoluyla Verilmiş Hakları İzinsiz Genişletmek veya Bu Hakları Üçüncü Kişilere Devretmek


SMK 29/1-ç bendinde, marka hakkına tecavüz teşkil eden iki farklı eylemden bahsedilmiştir. İlk olarak lisans yoluyla verilen hakların izinsiz genişletilmesi, diğeri ise bu hakkın devredilmesidir. Lisans hakkı çeşitli şekillerde genişletilebilir. Örneğin, lisansta yer alan süre, yer sınırlamalarına uymaması gibi. Lisans hakkının izinsiz devredilmesi de tecavüz halidir.


Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Haller

ÖNEMLİ!

Lisans alanın mal veya hizmet kalitesi bakımından lisans sözleşmesine aykırı davranması marka hakkına tecavüz sayılmaz. Bu durumda sözleşmesel ihlalden/sözleşmeye aykırılıktan bahsedilebilir.


Önceki Tarihli Hakların Marka Hakkına Tecavüz Fiiline Etkisi


SMK’nın kabulünden önce, tescilli bir hak sahibine karşı tecavüz davası açılacaksa; ihlali gerçekleştiren kişinin öncelikle bu tescili hükümsüz kıldıktan sonra tecavüz davası açılması gerekliydi. SMK kabulüyle sistem değişti. SMK 155’e göre marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından önceki tarihli hak sahiplerinin açtıkları tecavüz davasında artık kendi tescil belgesine dayanarak savunma geliştiremeyecek, belgesi olan kişiye karşı da tecavüz davası açabilecektir. Böylece tescil belgeleri, gerçek hak sahibine karşı güvenli liman olmaktan çıkmıştır.


Kullanım Kanıtı Savunması


Kullanım kanıtı, Türk Patent nezdindeki itiraz aşamasında istenebileceği gibi, açılan hükümsüzlük (SMK 25/7), iptal (SMK 26/4) ve marka hakkına tecavüz (SMK 29/2) davalarında da istenebilir. Kullanım kanıtı savunması, aleyhine tecavüz iddiasında bulunulan kişiye getirilen def’i hakkıdır. Buna göre marka hakkına tecavüz iddiasıyla bir dava açıldığında, davalı, davacının tecavüz iddiasına dayanarak ileri sürdüğü markasını 5 yıldan uzun bir süredir tescilli olmasına rağmen kullanmadığını, bu sebeple de tecavüz iddiasında bulunamayacağını ileri sürebilir. 5 yıl boyunca ciddi şekilde kullanım ispatlanamazsa, marka hakkına tecavüz davası da reddedilecektir. Kullanıma ilişkin 5 yıllık sürede dava tarihi esastır.


Sonuç


Markanın iptali, marka hukuku açısından önemli ve karmaşık bir süreçtir. Markanın iptali talepleri ve bu taleplerin dayanakları, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından titizlikle incelenir ve sonuçlandırılır. Marka sahiplerinin, markalarını etkin ve doğru bir şekilde kullanmaları, teknik şartnamelere uymaları ve halkı yanıltmamaları önem arz eder. Aksi takdirde, markalarının iptali riski ile karşı karşıya kalabilirler. Bu nedenle marka sahiplerinin, markalarının kullanımına ilişkin tüm yükümlülükleri yerine getirmeleri ve gerektiğinde hukuki danışmanlık almaları faydalı olacaktır. Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Haller hakkında hukuki destek almak için Çanakkale Marka Vekilimiz ile iletişime geçiniz.



Commentaires


bottom of page